Sevgili Abdullah,
Web sayfana şöyle bir göz gezdirdim.
Yeni veriler ve bilgiler girmişsin.
Sizlerin yazdıklarından birer demet hatırayı saklamıştım.
Sizden önceki öğrencilerimin de yazdıklarından birer tutam anı benim hazine sandığımda itina ile korunmakta.
Yazdıklarınızı dikkatle incelediğimizde, gerçekten yaşınızın üstünde cümleler kurmuşsunuz.
Bilhassa bugüne kıyasla.
Sizleri dünyadan haberdar yetiştirmeye çabaladım hep.
Olaylara gelişmelere karşı sorumluluk alabilen cesur bireyler olmanızı arzuladım.
Duygu ve düşüncelerinizi hiç baskılamadım.
Aksine özgürce ifade edebileceğiniz bir ortam hazırladım.
İstedim ki farlılıklarınızla toplumu zenginleştirin.
Orjinalliğiniz hiç bozulmasın.
Bunu yaparken, alışılmış disiplin formlarını gevşek tutmaya özen gösterdim.
Özgüveni güçlü, kendini beğenen ve her şeyine özen gösteren insanlar olmalıydınız.
Sevmeyi ve sevgiyi paylaşmayı öğrenmeli, yaşamalı idiniz. Ki aktarabilesiniz yetişkin olduğunuzda.
Bu yüzden bütün tenefüslerde neredeyse her zaman sizinle idim.
Kah top oynardım.
Kah bayrak direğine tırmanırdım.
İlk aynayı ben koymuştum sınıflara, bütün itirazlara rağmen.
Şuna inanıyorum.
Çok kaliteli bir sınıf yetiştirdim. Ve ben elimden geleni yaptım.
Görüyorum ki bu yeterli olmuyor.
Çocuklarımın çoğu taşa serpilmiş tohumlar gibi kavruldu gitti.
Aileleleri, onlara yeterince sahip olamadı,sokak emekleri zay etti.
Çocuklarım, benim Türkiyenin aydınlık geleceğine diktiğim Kardelen Çiçeklerimdi.
Öğretmenler öğrencilerini unutmaz.
Ben hiç unutmam!!!
Sevgilerimle.
|